Satın alma konusu... Davul derslerinde belirli bir yaşın üzerindeki arkadaşlardan çok sık gelen bir soru. Bir taraftan davul çalabilmek ve çalışabilmek birçok enstrümana göre daha zor ve meşakkatli iken diğer bir taraftan da yine birçok enstrümana göre çalışabilmek adına da daha fazla olanak sunabilmektedir.
Zor ve meşakkatlidir; davul çıkardığı seslerin frekansı açısından çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu gibi gürlük (sesin yüksekliği) açısından da oldukça kuvvetli bir potansiyele sahip olan bir enstrümandır. Klasik gitar çalışmak isterseniz bunu odanızda hatta neredeyse dileğiniz her yerde yapabilirken davul gibi bir enstrümanda bu mümkün değildir. Apartmanda oturuyorsanız hem alt hem üst kata ses gidecektir; bu anlamda elektronik davullar daha fazla seçenek sunmakta olsa da yine de istediğiniz kuvvette davula vuramayacak olma ihtimaliniz yüksektir, komşu sorununuz olmasa dahi ev içerisindeki diğer fertlerle de sorunlar yaşayabilirsiniz bu anlamda...
Diğer enstrümanlara göre çalışabilmek ve öğrenebilmek adına daha fazla imkan sunar; bir çift bagetiniz ve biraz da tutkunuz varsa istediğiniz her yerde mutlaka çalışabilecek bir ortam yaratabilirsiniz...
Bir öğretimci olarak ben her zaman dikkatleri bilgi ve öğrenme noktalarına çekmeye çalışıyorum. En ilkel ve basit ifade şekliyle bu konuyu şöyle düşünüyorum: siz bir ses çıkartmak istiyorsunuz ve bunun için temelde iki özneye ihtiyacımız var: birincisi sesi üretmek isteğiyle kuvveti uygulayan (vuruş yapan) özne, ikincisi de bu kuvveti alıp sesi üreten özne. İlk özne bizler insanlar ve de ikinci özne de enstrümanımız tabii... Şimdi size soruyorum, size en son teknoloji ile donatılmış ve en pahalı araba verilse ve de siz araba sürmeyi bilmiyorsanız bu neye yarayacak? Arabanın hurda olmasının ya da en pahalı, en az bulunan, ya da en eşsiz araba olmasının bir önemi var mıdır? Sonuç olarak araba süremiyorsan buradan yola çıkman gerekiyor ve de birinci özne olmazsa ikinci öznenin varlığı hiçbir şey ifade etmez!
Davul setinin her ortamda rahatlıkla çalabileceğiniz bir enstrüman olmadığından bahsetmiştik. Peki şartlar uygunsa ne yapılmalı, nasıl bir davul seti tercih edilmeli? Çevresel şartlarınız çalmaya, dolayısı ile çalışmaya uygunsa öncelikle yukarıdaki paragraftaki "ilk özne" olan vücudumuzu çalıştırmamız gerekiyor; gerekli mekanik çalışmaları yapabilmek, bedeni terbiye edebilmek adına iyi bir enstrüman tercih etmenizin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum.
Vücudu terbiye etme çalışmaları genelde çoğu aday için sıkıcıdır, gerçekten de bazı durumlarda saatlerce aynı çalışmayı tekrar etmek, başka hiçbir şey yapmadan aynı etütte kalabilmek sağlam bir sabır gerektirir, başarırsanız sabrınızı da geliştirmiş olursunuz; eğer sıkılıyorsanız. Bu tarz teknik (beden terbiyesi) ve teorik (epistemoloji; bilgi kuramı) çalışmalarının yanında, işimizin esası olan müzik yapmak, şarkılara eşlik etmek noktasına gelince bu anlamda size başlangıçta elektronik davul setlerini öneriyorum.
Elektronik setler bir çok açıdan ev içi çalışmalarda müthiş avantajlar sağlamakta... Sesinin kendisi dışında bir ses kaynağından (hoparlör, davul amfisi, kulaklık, kısacası neye bağlarsanız...) alınması sebebi ile ses yüksekliği sorununu pratik bir biçimde halledersiniz (siz ne kadar açarsanız ses de o kadar yüksek çıkar, kısık ses ile de çalışılabilir; akustik davul için ya oda yalıtımı (minimum 15 20 bin lira tutmakta metrekareye göre) ya da davul susturucu kauçuk materyal vesilesi ile davul setinin bütün derilerinin ve zillerinin üzerinin örtülmesi (ki bu da davulun sesini alamayacağınız anlamına geliyor, çalışma pedinin biraz daha yükseği bir ses alacaksınız) ya da benzeri bazı durumlarla olabiliyor. İkinci bir durumsa esas hedefimiz olan şarkıların üzerine çalma yani eşlik etme durumu, burada da ben oyumu kesinlikle elektronik davula veriyorum; aux girişi ile yapacağınız bağlantı da müziğinizi dinlediğiniz cihazınızı (bilgisayar, mp3 çalar, cd çalar kısacası kulaklık girişi olan her cihaz) direkt olarak davulumuzun modülüne (bilgisayarına) bağlayarak sesi oradan almanızı sağlıyor. Biraz önce elektronik davulun sesini istediğiniz yüksekliğe ayarlayabileceğimizden bahsetmiştik, bu durum üzerinden şarkı çalışmaları da aynı kolaylıkla yapılabiliyor dolayısıyla. Akustikte ise aynı zorluk devam etmekte, çok iyi şartlarınız varsa stüdyolarda kullanılan "kabin" dediğimiz devasa ses kaynaklarınız yok ise akustik davulun sesi şarkıyı örtecek bu da doğal olarak şarkıya eşlik etmenize engel olacaktır.
Burada bir çok davulcunun söyleyeceği bir duruma itirazım olacak, o da elektroniğin akustikten farklı olduğu ve asla aynı etkiyi veremeyeceği yönündeki düşünceleri yeni başlayan arkadaşlara dikta etmeleri... Kimse kusura bakmasın, bu bana çok aptalca geliyor. Dokuz yaşındaki öğrencimin velisi gelmiş bana benzer konulardan bahsedip hangi davul setine para harcamaları gerektiğini soruyor özünde. Bu velinin iki tip kişi ile görüştüğünü anlıyorum; birincisi davul çalma faaliyetini sadece kendi açısından görebilen, empati yoksunu davulcu arkadaşlar, ikincisi de işi enstrüman satmak olan, gelen müşterinin varlıklı bir veli olduğunu görüp onun bilgisizliğinden faydalanmak isteyen, en pahalı ya da elinden çıkarmak istediği enstrümanı kakalamaya çalışan uyanık tüccarlar!
Bakınız demek istediğim bu dokuz yaşındaki çocuk (kırk yaşında olsa da fark etmez, davula yeni başlıyorlarsa ikisi de aynı noktada bulunmaktadır) bir hafta sonra bir stadyum konseri vermeyecek ya da bir albüm kayıtında çalmayacak, önceliğiniz bir şey satın almaktan önce öğrenmektir ve bu anlamda üzerine basarak söylüyorum ki davul setinin ve diğer harmonik olmayan ritm enstrümanlarının çalışmaları için enstrümana ihtiyacınız yok! İçinde yaşadığımız saçmalıklarla dolu sistem insanlara sürekli sahte ihtiyaçlar propagandası yaptığı için çoğumuz müzik ile uğraşma konusunda da aynı hataya düşüyoruz. Bir çift baget ile vuruşları yapacağınız kauçuk bir yüzey ellerinizi terbiye etmek için yeterlidir, ayaklarınızı da yere vurmak suretiyle aynı disiplinli çalışmayı sürdürebilirsiniz. Ülkemizin bilinen en iyi davulcularından Volkan Öktem'in röportajını okuyunuz; orada üstad bu icraata başladığında bir çift bageti olduğundan ve çalışma padi olarak da ayakkabının kauçuk iç bölümünden kendisine pad yaptığından bahsetmektedir İşte gerçek bir davulcu/sanatçı yaklaşımı! Enstrüman tüccarlarının dilediği gibi iyi bir tüketici mi olacaksınız, elinizdeki imkanları ya da imkansızlıkları faydalı bir şeylere dönüştüren üretici mi...
Zor ve meşakkatlidir; davul çıkardığı seslerin frekansı açısından çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu gibi gürlük (sesin yüksekliği) açısından da oldukça kuvvetli bir potansiyele sahip olan bir enstrümandır. Klasik gitar çalışmak isterseniz bunu odanızda hatta neredeyse dileğiniz her yerde yapabilirken davul gibi bir enstrümanda bu mümkün değildir. Apartmanda oturuyorsanız hem alt hem üst kata ses gidecektir; bu anlamda elektronik davullar daha fazla seçenek sunmakta olsa da yine de istediğiniz kuvvette davula vuramayacak olma ihtimaliniz yüksektir, komşu sorununuz olmasa dahi ev içerisindeki diğer fertlerle de sorunlar yaşayabilirsiniz bu anlamda...
Diğer enstrümanlara göre çalışabilmek ve öğrenebilmek adına daha fazla imkan sunar; bir çift bagetiniz ve biraz da tutkunuz varsa istediğiniz her yerde mutlaka çalışabilecek bir ortam yaratabilirsiniz...
Bir öğretimci olarak ben her zaman dikkatleri bilgi ve öğrenme noktalarına çekmeye çalışıyorum. En ilkel ve basit ifade şekliyle bu konuyu şöyle düşünüyorum: siz bir ses çıkartmak istiyorsunuz ve bunun için temelde iki özneye ihtiyacımız var: birincisi sesi üretmek isteğiyle kuvveti uygulayan (vuruş yapan) özne, ikincisi de bu kuvveti alıp sesi üreten özne. İlk özne bizler insanlar ve de ikinci özne de enstrümanımız tabii... Şimdi size soruyorum, size en son teknoloji ile donatılmış ve en pahalı araba verilse ve de siz araba sürmeyi bilmiyorsanız bu neye yarayacak? Arabanın hurda olmasının ya da en pahalı, en az bulunan, ya da en eşsiz araba olmasının bir önemi var mıdır? Sonuç olarak araba süremiyorsan buradan yola çıkman gerekiyor ve de birinci özne olmazsa ikinci öznenin varlığı hiçbir şey ifade etmez!
Davul setinin her ortamda rahatlıkla çalabileceğiniz bir enstrüman olmadığından bahsetmiştik. Peki şartlar uygunsa ne yapılmalı, nasıl bir davul seti tercih edilmeli? Çevresel şartlarınız çalmaya, dolayısı ile çalışmaya uygunsa öncelikle yukarıdaki paragraftaki "ilk özne" olan vücudumuzu çalıştırmamız gerekiyor; gerekli mekanik çalışmaları yapabilmek, bedeni terbiye edebilmek adına iyi bir enstrüman tercih etmenizin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum.
Vücudu terbiye etme çalışmaları genelde çoğu aday için sıkıcıdır, gerçekten de bazı durumlarda saatlerce aynı çalışmayı tekrar etmek, başka hiçbir şey yapmadan aynı etütte kalabilmek sağlam bir sabır gerektirir, başarırsanız sabrınızı da geliştirmiş olursunuz; eğer sıkılıyorsanız. Bu tarz teknik (beden terbiyesi) ve teorik (epistemoloji; bilgi kuramı) çalışmalarının yanında, işimizin esası olan müzik yapmak, şarkılara eşlik etmek noktasına gelince bu anlamda size başlangıçta elektronik davul setlerini öneriyorum.
Elektronik setler bir çok açıdan ev içi çalışmalarda müthiş avantajlar sağlamakta... Sesinin kendisi dışında bir ses kaynağından (hoparlör, davul amfisi, kulaklık, kısacası neye bağlarsanız...) alınması sebebi ile ses yüksekliği sorununu pratik bir biçimde halledersiniz (siz ne kadar açarsanız ses de o kadar yüksek çıkar, kısık ses ile de çalışılabilir; akustik davul için ya oda yalıtımı (minimum 15 20 bin lira tutmakta metrekareye göre) ya da davul susturucu kauçuk materyal vesilesi ile davul setinin bütün derilerinin ve zillerinin üzerinin örtülmesi (ki bu da davulun sesini alamayacağınız anlamına geliyor, çalışma pedinin biraz daha yükseği bir ses alacaksınız) ya da benzeri bazı durumlarla olabiliyor. İkinci bir durumsa esas hedefimiz olan şarkıların üzerine çalma yani eşlik etme durumu, burada da ben oyumu kesinlikle elektronik davula veriyorum; aux girişi ile yapacağınız bağlantı da müziğinizi dinlediğiniz cihazınızı (bilgisayar, mp3 çalar, cd çalar kısacası kulaklık girişi olan her cihaz) direkt olarak davulumuzun modülüne (bilgisayarına) bağlayarak sesi oradan almanızı sağlıyor. Biraz önce elektronik davulun sesini istediğiniz yüksekliğe ayarlayabileceğimizden bahsetmiştik, bu durum üzerinden şarkı çalışmaları da aynı kolaylıkla yapılabiliyor dolayısıyla. Akustikte ise aynı zorluk devam etmekte, çok iyi şartlarınız varsa stüdyolarda kullanılan "kabin" dediğimiz devasa ses kaynaklarınız yok ise akustik davulun sesi şarkıyı örtecek bu da doğal olarak şarkıya eşlik etmenize engel olacaktır.
Burada bir çok davulcunun söyleyeceği bir duruma itirazım olacak, o da elektroniğin akustikten farklı olduğu ve asla aynı etkiyi veremeyeceği yönündeki düşünceleri yeni başlayan arkadaşlara dikta etmeleri... Kimse kusura bakmasın, bu bana çok aptalca geliyor. Dokuz yaşındaki öğrencimin velisi gelmiş bana benzer konulardan bahsedip hangi davul setine para harcamaları gerektiğini soruyor özünde. Bu velinin iki tip kişi ile görüştüğünü anlıyorum; birincisi davul çalma faaliyetini sadece kendi açısından görebilen, empati yoksunu davulcu arkadaşlar, ikincisi de işi enstrüman satmak olan, gelen müşterinin varlıklı bir veli olduğunu görüp onun bilgisizliğinden faydalanmak isteyen, en pahalı ya da elinden çıkarmak istediği enstrümanı kakalamaya çalışan uyanık tüccarlar!
Bakınız demek istediğim bu dokuz yaşındaki çocuk (kırk yaşında olsa da fark etmez, davula yeni başlıyorlarsa ikisi de aynı noktada bulunmaktadır) bir hafta sonra bir stadyum konseri vermeyecek ya da bir albüm kayıtında çalmayacak, önceliğiniz bir şey satın almaktan önce öğrenmektir ve bu anlamda üzerine basarak söylüyorum ki davul setinin ve diğer harmonik olmayan ritm enstrümanlarının çalışmaları için enstrümana ihtiyacınız yok! İçinde yaşadığımız saçmalıklarla dolu sistem insanlara sürekli sahte ihtiyaçlar propagandası yaptığı için çoğumuz müzik ile uğraşma konusunda da aynı hataya düşüyoruz. Bir çift baget ile vuruşları yapacağınız kauçuk bir yüzey ellerinizi terbiye etmek için yeterlidir, ayaklarınızı da yere vurmak suretiyle aynı disiplinli çalışmayı sürdürebilirsiniz. Ülkemizin bilinen en iyi davulcularından Volkan Öktem'in röportajını okuyunuz; orada üstad bu icraata başladığında bir çift bageti olduğundan ve çalışma padi olarak da ayakkabının kauçuk iç bölümünden kendisine pad yaptığından bahsetmektedir İşte gerçek bir davulcu/sanatçı yaklaşımı! Enstrüman tüccarlarının dilediği gibi iyi bir tüketici mi olacaksınız, elinizdeki imkanları ya da imkansızlıkları faydalı bir şeylere dönüştüren üretici mi...
Yorumlar
Yorum Gönder